4 Mayıs 2014 Pazar

Linux Mint 16 Cinnamon İnceleme

Cinnamon Linux Mint'in geliştirip kullandığı masaüstü ortamının adı. Kendisi Gnome 3 temelli. Bunu bir nevi Ubuntu'nun Unity'si gibi düşünebiliriz. Nasıl ki Canonical iplerin elinde olmasını istiyor, her şeyi kendi geliştirmek istiyor, Linux Mint'de artık o olgunluğa eriştiğini düşünüyor olmalı ki ufaktan ipleri eline almaya başladı. Tabi ben Linux dünyasındaki bu çatallanıp (fork) bölünme hadisesini çok desteklemiyorum. Keşke eskisi gibi başat masaüstü ortamları Gnome ve KDE olsaydı da ikisinden birini tercih edip kullansaydık, şimdi çok daha fazla seçenek var ve emek bölündüğü için her biri potansiyelinden az gelişiyor gibi. Neyse.

Linux Mint Cinnamon

Ben iflah olmaz bir Gnome 2 aşığı olduğum için Linux Mint'te kullandığım esas masaüstü ortamı Mate oluyor haliyle. Bir ara onun incelemesini de yaparım ama hali hazırda birkaç haftadır Cinnamon'u deneyimleyip hasta olduğum için bunu öne aldım. Cinnamon dediğim gibi Gnome 3'ten çatallanan bir masaüstü ortamı. Gnome 3 üzerinde yeterince deneyime sahip olmadığım için karşılaştırmasını yapamayacağım. Belki burada bahsedeceğim özelliklerin çoğu aslında Gnome 3 özellikleri de olabilir. O konuda da şimdiden affola.

Cinnamon bence bünyesinde oldukça zeki özellikler barındıran ve arayüz olarak da modern işletim sistemlerinden geri kalmayan başarılı bir ortam olmuş. Sadelik ve hız delisi olan, performansı milisaniye bazında düşürecek hiçbir ekstra özelliği istemeyen beni bile kendisine aşık etti. Ben zaten Linux Mint'i oldukça başarılı bulduğumdan kendisine yabancılık çekmedim ama Cinnamon'u denerken de en fazla birkaç gün sabredebilirim sonra yine Mate'e dönerim diye düşünüyorum ama öyle olmadı. Baya alıştım, senelerdir kullanıyor gibi hissediyorum. Sahip olduğu özellikler de hayat kurtaran cinsten.

Bir kere Linux Mint'in performansından vs. sinden bahsedip o bahsi kapatalım. Özet: Hiçbir sıkıntı yok, hiçbir kötü deneyim yok. Tıpkı önceki Linux Mint deneyimleri gibi. Gücünü Ubuntu'dan aldığı için zaten maça 1-0 önde başlıyor. Kurulumu vs. si çok basit ve hızlı. Linux Mint yapısı gereği Ubuntu'nun gereksiz özelliklerini traşlayıp, çok daha sade ve zekice tasarlanmış bir Ubuntu deneyimi yaşatıyor size. Bu benim gibi Unity çıktığından beri saç baş yolan Ubuntu kullanıcılarının tam da aradığı şey. Stabil bir Ubuntu. Mint'in yakaladığı nokta da bu. Sade bir Ubuntu gibi. APT çalışıyor, deb çalışıyor, Ubuntu Software Center çalışıyor, internette Ubuntu ile ilgili bulduğunuz, gördüğünüz her şey bunda da var ve bunda daha da fazlası var. Daha ne olsun. Uygulama sıkıntısı yok, destek sıkıntısı yok, bir kere Ubuntu kullanan birine tanıdık gelecek bir arayüzü var. Hatta hiç Linux kullanmayan birine de tanıdık gelecek Windows vari bir arayüzü var. İlk defa Linux kullanacak birine önerilecek bir işletim sistemi olmuş bence Linux Mint.

Cinnamon Menu

Gelelim esas süper star Cinnamon'a. Cinanmon bir kere etkileyici menüsü ile ilk anda dikkatimi çekti. Benim genelde Linux dağıtımlarında baktığım ilk şey menüleri oluyor çünkü gün içerisinde çok fazla haşır neşir oluyoruz o menüler ile. Ve ben klasik Windows Başlat Menüsünü seven, ona alışmış bir bünye olarak her sistemde onu ya da benzerlerini arıyorum. Bulamadığımda da kafayı yiyorum. Ubuntu mesela bu konuda olabilecek en kötülerinden biri. Menüsünde uygulamalar hariç ne ararsanız var. Amazon'da mı aramıyor, webde mi aramıyor, müziklerde mi aramıyor. Ama uygulamalarda aramıyor. Yahu ben kurulu uygulamalarıma ulaşmaya çalışıyorum, bana marketten yeni uygulama kurdurtmaya çalışıyor. Uygulama menüsünün bir tane temel fonksiyonu vardır, uygulamalara olabilecek en hızlı şekilde ulaştırmak. Ubuntu bu konuda felaket. Mate arayüzünde kullanılan Mint Menü bu işi harika çözüyor. İki tane modu var, ilki favoriler modu, ikincisi tüm uygulamalar modu. Bir kere favorilerinizi düzenlediğiniz zaman nadiren tüm uygulamalara başvuruyorsunuz ki o da kategorize edilmiş ve hızlı bir şekilde sizi hedefe ulaştırıyor. Oysa Ubuntu'da adını tam hatırlayamadığınız yüklü bir uygulamanıza ulaşmak için birkaç tık yapmak, gözünüzle neyin nerede olduğunu taramak gerekiyor. Hiç kullanıcı dostu değil.

Cinnamon'un menüsü ise Mint'in Mate'li sürümünde kullanılan Mint Menu'den bile güzel. Favori uygulamalar ile tüm uygulamalar pencerelerini birleştirip tek bir pencerede her ikisini de oldukça sade bir şekilde göstermeyi başarmışlar. Bunda da favori uygulamalarınızı ayarlıyorsunuz, farklı bir uygulamaya gitmek istediğinizde ise ekstra bir tık yapmanıza gerek kalmadan direk aradığınızı bulabiliyorsunuz.

Cinnamon Desktop

Onun dışında Cinnamon beni şimdiye dek kullandığım Linux dağıtımları içerisinde ikinci masaüstünü kullanmaya en çok teşvik eden sistem oldu. Mac kullananlar bilirler, her pencerenin sağ üstünde çapraz iki yönlü ok bulunur, ona tıklayınca uygulama hem tam ekran olur hem de yeni bir masaüstüne taşınır. 3 parmak slide hareketi ile masaüstleri arasında, dolayısıyla da uygulamalarınız arasında hızlıca geçiş yapabilirsiniz. Linux'ların da çoklu masaüstü deneyimi üst düzeydir ama geçişler kullandığımız touchpadlerin atraksiyonları Macbook bilgisayarlar kadar çok yönlü olmadığı için kullanışsız kalmaktaydı. Cinnamon'da bu işi çok daha zekice çözmüşler. Fareyi ekranın sol üst köşesine götürdüğünüzde açık olan tüm masaüstü görüntüleriniz estetik bir şekilde küçülerek ekranda gözüküyor. Siz hangi masaüstündeki hangi uygulamarı açmak istiyorsanız buradan sadece fare ile üzerine gelerek seçebiliyorsunuz. Bu o kadar hızlı ve efektif ki hayran olmamak elde değil. Böylece birinci masaüstünde takılıyorken ikinci masaüstündeki o anda pasif olan bir pencereyi açmak istediğinizde sadece fareyi sol üste götürüp, fare ile açmak istediğiniz pencerenin üzerine gelip tıklamanız yetiyor. Üstelik bunun tek yöntemi bu da değil. Ekranın altında yer alan panelin en sağındaki All Windows appletine tıklarsanız tüm masaüstündeki tüm uygulamalarınız liste halinde sıralanıyor. Buradan tıklayarak da istediğiniz pencereye ulaşmanız mümkün.



Her şeyden önemlisi Cinnamon klasik Windows pencere sistemini kullanmasından ötürü övgüyü hak ediyor. Linux Mint'in bu yönünü çok seviyorum zaten. Macera aramıyorlar, bir şey iyiyse onu kullanıyorlar. On yıllardır tek bildiğimiz şey başlat menüsü ve pencere paneli değil midir? Burada pencereler yan yana sıralanır, tıklarsınız simge durumuna küçülür, tıklarsınız tam ekran olur. Bence günümüzdeki en kullanışlı arayüz budur. Ubuntu'nun Unity'si de, Os X'de bu konuda sınıfta kalmakta. Belki alışkanlık meselesi ama kısa süreli Mac kullanımım ve uzun süreli Unity denemelerimin tamamı saçımı başımı yolmak ile sonuçlandı. Buna henüz hazır değilim.

Son olarak işletim sisteminden bahsetmek gerekirse, performans olarak son derece başarılı ve stabil duruyor. Driver olarak hiçbir sıkıntı çıkartmadı. Ubuntu 14.04 LTS sürümünü yükleyip 2 gün dayanmaya çalıştığımda fan sesim hiç susmuyordu, ekran kartı driverı ile ilgili bir sorun vardı muhtemelen. Cinanmon'lu Linux Mint'de fan olması gerektiği gibi çalışıyor, devri boşta iken düşüyor filan. Şarj süresini test edemedim çünkü laptopumun pili bitmiş durumda ama tahminim default ayarlarda Windows'dan kötü Ubuntu'dan iyidir.

Bir sonraki inceleme yazısında görüşmek üzere.

3 yorum:

  1. Uzun uzun yazmıştım ama güvenlik sorusunu görmeden yorum gönder tuşuna basıp geri dönünce elde sadece boş bir sayfa kaldı.

    Bir takım sistemler kurmak gerçekten çok önemli ancak daha önemli olan bir takım durumlar için öngörüde bulunup hazırlık yapabilmek. Şu an wordpress önceki yazdıklarımı geri getirebilseydi benim için gerçekten harika bir program olurdu. Ancak şu an sadece işini yapan bir otomasyon.

    Umarım yeni gelen Linux Mint 17 hakkında bir önizleme yazısıda yazarsınız.

    YanıtlaSil
  2. Çok kötü bir durum kusura bakmayın, Chrome üzerinde geri döndüğünüzde geri getiriyor ama Firefox üzerinde siliniyor evet. O kadar özenli yazdıktan sonra silinmesi çok moral bozucu oluyor benim de Ekşi Sözlük'te birkaç kere deneyimlediğim tatsız bir durum bu ama keşke yazdıklarınızın özeti olarak birkaç cümle de olsa yazsaydınız.

    YanıtlaSil
  3. Merhaba.

    Yazınız fazla detaya girmeden güzelce anlatılan tiplerden olmuş :) Şu yorumu çok beğendim.. "../ Macera aramıyorlar, bir şey iyiyse onu kullanıyorlar. On yıllardır tek bildiğimiz şey başlat menüsü ve pencere paneli değil midir? Burada pencereler yan yana sıralanır, tıklarsınız simge durumuna küçülür, tıklarsınız tam ekran olur. Bence günümüzdeki en kullanışlı arayüz budur. " Çok yerinde bir tespit. Yılların Windowscusu olarak, Linux'a, özellikle KDE'li Linuxlara hiç alışamadım ve temelli bıraktım dediğim zamanları da yaşadım. Mint'i araştırıyordum inşallah bir gün deneme fırsatım olur. Bu yazıdan sonra içim rahat kurar kullanırım.

    Şu an için Linux'u öğrenme babında Elementary Os'a devam :)...

    Sağlıcakla...

    YanıtlaSil